Nostaljiyi Dibine Kadar Hissedeceğiniz Teknolojik Araçlar
Günümüz insanları arasında özellikle de yetişkin ve yaşlı nesil nostalji yapmayı çok sever. Her nesil için nostalji anlayışı farklı olmaktadır. Yaşlıların birikimi en fazla olacağı için bu insanlar daha fazla anı ve tecrübe ile doludur. Genç nesil daha yakın bir tarihi anarken yetişkin ve yaşlı nesiller daha eski tarihler ile zamanda yolculuğa çıkarlar, diğer insanlara anlatarak anıları canlandırırlar.
Günümüzde teknolojinin de daha da gelişmesi ile gelecek yıllarda bu anları hatırlamak ve kaydetmek daha kolay bir hale gelmiş bulunmakta. 70’li yıllarda çekilen fotoğraf sayısı 2020 yılına göre karşılaştırdığımızda çok büyük bir fark atıyor. 90’lı yıllar dahi karşılaştırıldığında 2020 yılında 1 günde çekilen fotoğraf sayısı muazzam derecede yüksek olmakta.
Bu da teknolojinin ne kadar ilerlediğini göstermekte. Belki geçmiş yılları çok az fotoğraflamış olabiliriz fakat günümüzde ve gelecek yıllarda birçok şey kayıt altında olmaya devam edecek ve bu sayı gittikçe daha da artarak katlanacak.
Bunlara örnek vermek gerekirse sosyal medya kullanıcılarının sayısı gittikçe artıyor, bu da insanların daha fazla fotoğraf çekmesine ve daha aktif olmasına sebep oluyor. Bununla birlikte güvenlik kameraları, mobese kameraları, trafik kameraları gibi birçok kamera da 7/24 çekim yaparak bu verileri dijital ortama depoluyor. Bu da kayıt edilen mekan ve zamanı arttıran bir etken olmakta. Gelecekte zamanda ve mekanda yolculuk yapmak dijital veriler sayesinde daha güçlü bir şekilde mümkün hale geliyor olacak. Sosyal medyanın gücü, haberler, belgeler ve görüntüler dijital ortamda zamanda yolculuk yapmayı daha güçlü bir hale getiriyor. Teknolojinin gelişmesi bundan dolayı büyük bir öneme sahiptir. Mustafa Halil Selek, zaman zaman nostalji yaparak eskileri anar.
Geçmişten Günümüze Teknolojik Aletlerin Devri
Geçmiş dönemlerde kullanılmaya başlayan cep telefonları arasında özellikle de Nokia 3310 popülerliğe kavuşan ve günümüzde halen çalışan bir yapıda bulunmaktadır. Bataryasının günlerce dayanabildiği telefon üzerinde bu zamana kadar birçok test yapıldı fakat telefon bana mısın demedi. Yıllar geçmesine rağmen halen sorunsuzca çalışan, günlerce şarjı yeterli seviyede olan ve dayanıklılığı ile kendini konuşturan bu model gibi bir telefonun neden günümüzde üretilmediği de müşteriler tarafından merak uyandıran bir durum olmakta. Bazıları bunun planlı eskitme ve kapitalizm sebebiyle olduğunu belirtiyor.
Haberleşmemizi sağlayan cep telefonları eskiden tuşlu olmaktaydı. 2000’li yıllarda dokunmatik hale gelse de tuşlu telefonların yer aldığı dönemde yani 1993 yılında ilk dokunmatik telefon üretildi. Dokunmatik telefonlar o dönemde yaygın olmasa da IBM bu konuda bir çalışma yaptı ve IBM Simon modelinde bir telefon üretildi. Büyüklüğü ile dikkat çeken model, Nokia 3310 gibi piksellerden oluşuyordu. Ekrana tıklanarak kullanılan cihaz, 899 $ fiyat ile satışa çıkarken o dönemin telefonuna göre birçok özelliği içeriğinde barındırıyordu. Bu özellikler arasında dünya saatleri, oyunlar, ajanda, elektronik posta, takvim gibi birçok özellik yer alıyordu. Hafıza kartı desteği sunan model, pek kullanılmasa da günümüz dokunmatik telefonları için bir başlangıç oldu.
Geçmişten Günümüze Teknolojik
Popüler olarak bilinen telefonlar arasında Samsung E250 modeli de yer alıyordu. Özellikle geçmiş yıllarda genç neslin sıkça tercih ettiği bu modeli her yerde uygun fiyata bulmak mümkündü. 0.3 MP kameraya sahip model, 10 MB hafızaya sahipti. 750 mAh pil gücü bulunan ürün, o zamanın viral videoları ile de bilinmektedir. Zamanında 50 liraya birçok noktada satılan bu telefonlar, günümüzde yerini dokunmatik telefonlara bıraktı.
Atari salonları, 80’li yıllarda popülerliğe kavuşmuş bir yer. 70’li yıllarda atari oyunlarının popülerleşmesi ile bu dönemde atari konsolları ve birçok atari oyunu yaygınlaşmaya başladı. 80’li yıllarda artık atari salonları kavramı hayatımıza girdi. İnsanlar atari salonlarında atari makineleri ile atari oynayarak daha zevkli zamanlar geçirmeye başladı. Bu dönemde atari oyunu oynayarak yarışmalar ve turnuvalar da düzenleniyordu. Bu da atari oyunculuğunun yaygınlaşmasını sağladı. Back to the Future filminde veya GTA oyununda atari makineleri yer almaktaydı. O zamanın atari salonları günümüzün bilgisayar salonları gibi düşünülebilir. Çünkü o zamanlarda henüz internet kafe kavramı yaygın değildi. Bu dönemlerde atari oyunlarının yaygınlaşmaya başlaması ile Süper Mario, Sonic, Contra, Tank gibi birçok oyun piyasaya sürüldü. Atari oyunlarından bazıları günümüz teknolojisine uyarlanarak yeni bir görünüm kazandı.
Eski neslin çok iyi bildiği bir diğer şey ise çevirmeli ağ idi. Aranan bir numara ile birlikte ağa bağlanılan bu sistemde gelen o ses ve internetin bağlanması birçok insan tarafından heyecanlı anlardı. Çevirmeli ağ sesinden sonra internet bağlantısının gelmesi ve internette gezebilmek o zamanki yıllara göre çok pahalıydı. Günümüzde artık internet paketleri ve tarifeler sayesinde internet daha ucuz olmakta. Diğer ülkelere göre pahalı olsa da o zamanlara göre fiyatı gayet uygun. Çevirmeli ağdan bağlanılan internetin bazı dezavantajları bulunmaktaydı. Bunlardan biri hız, diğeri ise telefon ile aynı hatta yer alması idi. Telefon ile biri aradığında ve ardından telefon kullanıldığında internet kesilirdi. Fakat günümüzde bu tür sorunlar giderilmiş oldu.
Nostaljiyi Dibine Kadar Hissedeceğiniz Teknolojik Araçlar
Dünyada depolama birimleri ile ilgili birçok gelişme yaşandı. Her neslin farklı şekilde gördüğü depolama birimleri sürekli değişim içerisinde yer aldı. Örneğin günümüzde HDD devri yerini SSD ve sonrasında M2 SSD teknolojisine bıraktı. Eski depolama birimleri yerini yenilere ve daha güçlerine bıraksa da fiyatından ve kapasitesinden dolayı halen HDD tercih edilmektedir. Geçmiş neslin sıkça kullandığı depolama birimleri arasında disket yer almaktaydı. Disketler 1 MB civarı boyutu ile genellikle onlarca belge, birkaç fotoğraf, DOS oyunları gibi çeşitli verileri taşımak için kullanılırdı. Disketin 60’ların sonunda icat edildiği düşünüldüğünde kapasitesinin düşük olmasının gayet normal olduğu gözükmekte. Disketler dışında CD ve DVD’ler de kullanılan depolama teknolojileri arasında yer almakta. DVD’ler kapasitesine göre daha yüksek boyutlara ulaşabilmekteydi. O zamanki gençliğin biriktirdiği oyun diskleri, müzik albümleri ve Windows kurulum diski gibi çeşitli disk arşivi bulunmaktaydı. Bu teknoloji günümüzde yerini Blu-Ray disk gibi daha güçlü modellere bırakmıştır.
HDD’ler ise aslına bakılır ise 1940’lı yıllardan beri düşünülen bir teknoloji idi. 1950’li yıllarda bu konu hakkında birçok adım atılmış bulunmakta. Dünyanın ilk ticari manyetik diski 1950 yılında ortaya çıktı. Bir megabit veri saklayabilen bu model 1 sözcüğü 5.000 saniyede okuyabiliyordu.
Bu da yaklaşık 1.5 saate denk geliyor. 1956 yılında ise 5 MB’lık disk, 1973 yılında 30 MB, 1987 yılında 500 MB, 1998 yılında 25 GB, 2007 yılında 1 TB, 2015 yılında 10 TB ve 2020 yılında 18 TB disk üretildi. 2000’li yıllarda IDE ile bağlanan HDD’ler sonraları SATA sistemine geçiş yaptı. 1900’lü yılların ortalarından beri halen gelişen HDD, yüksek kapasite ve düşük maliyet ile sıkça tercih edilen bir depolama birimidir.
Sonradan çıkan SSD’ler ise HDD’ye göre daha hızlı iken M2 SSD teknolojisi ise doğrudan anakarta bağlandığı için saniyede GB’larca veri aktarımı yapabilecek duruma gelmiş bulunmakta. Bunun dışında bir de Intel Optane teknolojisi bulunmakta SSD ve RAM’ı birleştiren bu teknoloji, hızlı ve yüksek bir performans sunuyor.